Bölgesel zayıflamak isteyen kişiler için ideal yöntem egzersizler olmakta ancak alternatif tedaviler arasında karboksiterapi ile zayıflama tekniği de denenebilir.
Karboksiterapi Nedir?
Deri altına CO2 (karbondioksit) gazının enjekte edilmesiyle dolaşımın ve bölgesel metabolizmanın hızlanması sağlanır. Karbondioksit normal şartlarda da vücutta üretildiğinden uygun dozlar kullanıldığında yan etkisi yoktur. Daha çok selülit ve bölgesel zayıflama tedavisinde kullanılan bir yöntemdir.

Karboksiterapinin Faydaları Nelerdir?
Karboksiterapi, cilt altına karbondioksit (CO2) gazının enjekte edilmesiyle yapılan bir tedavi türüdür. Karbondioksit gazının çalışma prensibi; enjekte edildiği yerdeki doku ya da damarları genişleterek o bölgelerde daha çok oksijenin geçmesini sağlamakta ve dolayısıyla da oksijen geçişi hızlanmaktadır. Böylelikle kan dolaşımı artmakta ve tedavi edilmesi gereken her ne ise iyileşmeyi ya da zayıflamayı hızlandırmaktadır. Yani karboksiterapi dokuda bölgesel metabolizmayı hızlandırır. Vücuttan toksinlerin atılmasına yardımcı olur.
- Karboksiterapi ile zayıflama tedavisi bölgesel selülitin tedavisinde, lokal yağlanmaların azaltılmasında, ameliyat veya yara izlerinin tedavi edilmesinde ve yüz bölgesi gibi yerlerde gençleştirilmesinde kullanılır.
- Kol bölgesinde koltuk altı gevşekliklerinin veya sarkmalarının giderilmesinde ve kolun inceltilmesinde yararlanılır.
- Özellikle diyabete yani şeker hastalığına bağlı olarak vücutta çıkmış olan yaraların iyileşmesinde de kullanılır.
- Damarlar genişlemeye başlar. Kan basıncının etkisiyle birlikte bölgede dolaşıma giren kan miktarı artar.
- Metabolizmanın hızlanmasından dolayı bölgedeki yağlar erimeye başlar.
- Oksijenden mahrum kalan bölgelerde oksijenlenme görülür.
- Mikro ödem oluşumları atılmaya başlar.
- Dokular kendini tamir etmeye başlar.
Vücuttaki kas ve adelelerin arttırılmasını sağlamak amacıyla da kullanılan karboksiterapinin; hamile, emzirenler veya kronik rahatsızlıkları bulunanlara uygulanması istenmez ve uygulanmaz. Aynı zamanda karboksiterapi de ameliyatlarda karbondioksit gazını kullanarak da yararlanılır.
Kullanılan bu yöntem aslında zararlı olmayan karbondioksit (CO2) gazını kullanarak kilo verilmesinde yardımcı olur. Ancak sporla da bu karboksiterapi tedavisi desteklenmektedir. Tedavinin hızlı, rahat ve cerrahi olmaması gibi de birçok avantajı da bulunmaktadır. Ayrıca etkili bir yöntem olması da en büyük avantajlarından birisidir. Bu tedavi kısa sürede sonuç almanıza neden olduğu gibi, cerrahi bir müdahale olmadığı için de hem korkulacak hem de ameliyat sonrası streslerini yaşamanıza engel olmuş olacaktı.
Karbondioksit Gazı Ne İşe Yarar?
Karbondioksit (CO2) gazı, doğada yaygın olarak bulunan karbon ve oksijen moleküllerinin birleşmesiyle oluşur. Düşük konsantrasyonlarda kokusuz olan karbondioksit () gazı aynı zamanda renksizdir. Zehirli bir gaz değildir ve yanıcı özelliği yoktur. Sağlık, gıda ve sanayi sektörlerinde kullanılır.
Karbondioksit CO2() gazından sağlık alanında karboksiterapi tedavisinde kullanılır. Karboksiterapi, cilt altına karbondioksit (CO2) gazının enjekte edilmesiyle yapılan bir tedavi türüdür. Karbondioksit gazının çalışma prensibi; enjekte edildiği yerdeki doku ya da damarları genişleterek o bölgelerde daha çok oksijenin geçmesini sağlamakta ve dolayısıyla da oksijen geçişi hızlanmaktadır. Böylelikle kan dolaşımı artmakta ve tedavi edilmesi gereken her ne ise iyileşmeyi ya da zayıflamayı hızlandırmaktadır. Yani karboksiterapi dokuda bölgesel metabolizmayı hızlandırır. Vücuttan toksinlerin atılmasına yardımcı olur.
Karbondioksit (CO2) gazı, gıda sektöründe ise gazlı içeceklerin yapımında kullanılır. Gazlı içeceklerdeki gaz aslında karbondioksit (CO2) gazıdır. Gıdalarda aynı zamanda bira ve şarap yapımında ve asitlik düzenleyici olarak kullanılmaktadır. Ayrıca gıdaların bozulmadan saklanması ve nakledilmesinde kullanılır. Sera alanlarında ise gübreleme işlemlerinde kullanılır.
Bu gaz, sanayi sektöründe ise çok fazla ısınan makinelerin soğutulmasında kullanılır. Bu soğutma özelliğinden aynı zamanda sağlık alanında da yararlanılır. Endüstri de ise metal yüzeylerin temizlenmesinde kullanılmaktadır.
Yangın tüplerinin de içinde bulunan karbondioksit (CO2) gazı, yangınların söndürülmesinde de kullanılır. Karbondioksitin fazla olduğu alanlarda oksijen miktarı azaldığı için ateşin sönmesine neden olmaktadır.
Karboksiterapi Hangi Durumlarda Uygulanabilir?
- Selülit tedavisi
- Bölgesel zayıflama
- Liposuction işlemi sonrası sıkılaşma
- Yüz ve çene altı kırışıklıkları
- Skar doku tedavileri
Karboksiterapi Nasıl Yapılır ?
Karbondioksit gazı denildiğinde akla kötü şeyler gelse de doğru şekilde kullanıldığında karbondioksit gazı vücuda oldukça olumlu şekilde etki edebilmektedir. Karboksiterapi, karbondioksit gazının deri altına özel bir teknikle verilmesi işlemidir. Bu işlemin yapılmasındaki temel amaç ise bölgedeki kan dolaşımını yani metabolizmayı hızlandırmaktır. Bu sayede de bölgede oldukça olumlu etkilerin ortaya çıkması amaçlanmaktadır.
Tedavi sanıldığının aksine yeni değil, oldukça eski bir uygulamadır. Cerrahi bir yöntem olarak kabul edilmez. Yaklaşık seksen yıldır uygulanıyor olmasından dolayı da uygulama sırasında ortaya çıkabilecek riskler sıfıra indirilmiştir diyebiliriz. Günümüzde yapılan modern karboksiterapi uygulamaları şu şekilde yapılmaktadır:
- Uygulama çok basit prensiplere dayanır.
- Hasta operasyon için hazırlanır ve karbondioksit gazının verileceği bölge uygun hale getirilir.
- Özel olarak hazırlanmış olan karbondioksit gazı, yine özel olarak operasyon için geliştirilmiş olan enjektör yardımıyla deri altına verilir.
- Enjektör oldukça ince olduğu için operasyondan sonra iz oluşumu söz konusu değildir.
- Gazının deri altına enjekte edilmesinden sonra bölgedeki dokular gazı içerisine alır. Karbondioksit gazının etkisiyle de bölgedeki etkiler ortaya çıkmaya başlar.
- İşlem yaklaşık on – yirmi dakika arasında sürer. Ağrısız ve acısızdır. İğnenin acısını azaltmak için uyuşturan bir krem sürülebilir.
Karboksiterapi Ne Kadar Süre Uygulanmalıdır?
Karboksiterapi uygulamasının etkileri tek bir seansla ortaya çıkmaz. Aralıksız olarak yoğun uygulanması da herhangi bir etki oluşturmaz. Bu iki sebepten ötürü de uygulama seanslar halinde yapılır. Uygulanan kişi, uygulama yapılan bölge, amaç ve beklentiler seans sayısını belirler. Hatta yapan kişinin deneyimi de seans sayısını etkileyebilmektedir.
Karboksiterapi uygulamasının seansları haftalık periyotlar halindedir. İdeal olan her hafta iki adet seansın icra edilmesi; seanslar arasına da iki gün konulmasıdır. Bazı uygulamalarda bu ideal olan sayılara riayet edilmeyebilir. Haftanın her günü uygulama yapan klinikler olduğu gibi haftada tek seans yapan klinikler de bulunmaktadır. Her seans yaklaşık olarak on beş dakika sürer. Ancak uygulama yapılan bölgeye ve amaca göre sürenin yarım saate kadar çıkması söz konusudur.
Karboksiterapi Ne Zaman Etki Eder?
Uygulamanın sonuçları dördüncü ya da beşinci seanstan sonra ortaya çıkmaktadır. Eğer çok yoğun bir uygulama varsa ikinci haftadan sonra sonuçlar görülmeye başlar. Son seansın icra edilmesinden yaklaşık iki hafta sonra ise kesin sonuçlar elde edilir. Uygulamanın sonuçlarının kalıcılığı kişinin yaşam tarzıyla alakalıdır. Eğer bölgedeki sorunu tetikleyecek şekilde yaşamazsanız uygulamanın sonuçlarının beş yıla kadar canlı kalması söz konusudur. Eğer sorunları tetikleyecek şekilde yaşarsanız maksimum beş ay kalıcılık söz konusudur.
Karboksiterapi ile Zayıflama Nasıl Sağlanır?
CO2 iki şekilde yağ dokusuna etki eder. İlki mekanik olarak yağ hücrelerinin sindirimini sağlayan lipolitik etkisidir. İkincisi ise vazodilatör (damar genişletici) etkisidir. Kapiller vazodilatasyon sayesinde kılcal damarların genişlemesi sağlar. Bu sayede yağlanmanın fazla olduğu bölgedeki oksijenlenme daha fazla olur, yağ yakımı artar. Aynı zamanda bölgesel sıkılaşma sağlanır.
Tedavi süresi hastanın ihtiyacına göre değişmekle birlikte, haftada 2 kez olmak üzere toplam 15-20 seanstır. Tartıda azalma olmasa bile bölgesel incelme sağlanır, yağlanmanın eşit dağılımı hedeflenir.
Erkeklerde en çok göbek-bel bölgesindeki, kadınlarda ise basen-göbek bölgesindeki yağlanmalar için karboksiterapi tercih edilmektedir.
Karboksiterapi tedavisinde en etkili sonucun alınabilmesi için uygun diyet (protein ağırlıklı) programı ve önerilen egzersizler uygulanmalıdır.
Karboksiterapi Kimlere Uygulanamaz?
- Gebelerde ve emziren annelerde
- İnsüline bağımlı diyabet hastalığı olanlarda
- Kan pıhtılaşması bozukluğu olanlarda (Hemofili gibi)
- Kalp-damar hastalığı olanlarda
- Hipertansiyon hastalarında
- Şiddetli böbrek yetmezliği olanlarda karboksiterapi uygulanmaz.
Karboksiterapinin Yan Etkileri Nelerdir?
Karboksiterapide kullanılan CO2 gazı normalde de vücudumuzun ürettiği bir gaz olduğundan, uygun dozlar uygulandığında vücut için hiçbir zararı yoktur. CO2 gazı solunum yolu ile vücuttan atılmaktadır. Karboksiterapi uygulanan bölgede işlem sonrası kızarma ve ödem görülebilir. İşlem sonrası su tüketimine dikkat etmekte önemli noktalardan biridir.
Karboksiterapi ile Zayıflama Sırasında Nasıl Bir Beslenme Programı Uygulanmalıdır?
Karboksiterapi uygulaması yaklaşık olarak iki ayı bulan bir uygulama süresine sahiptir. Uygulama süresi ve sonrasında kişinin beslenme alışkanlıkları ve yaşayış tarzı uygulama ile sonuçları üzerinde oldukça etkilidir. Bu sebepten ötürü de tedavinin uygulanması sırasındaki ve sonrasındaki beslenme düzeni büyük önem arz etmektedir. Karboksiterapi uygulaması sırasında ve sonrasında nasıl besleneceğinizi, uygulamanın amaçları üzerinden anlatmak daha mantıklı olacaktır.
Uygulama sırasında vücutta toksin birikmesine sebep olacak ağır yiyeceklerden uzak durmak gerekir. Beslenme alışkanlıklarını protein ağırlıklı bir diyet ile değiştirmek, et ile olan teması azaltarak bitkisel protein kaynaklarından yararlanmak mantıklı olacaktır. Ayrıca yağ açısından zengin olan besinlerin tüketilmesi de sorun teşkil edecektir. Asitli ve rafine şeker içeren yiyecekler ile içecekler, paketli yiyecekler, donmuş gıdalar oldukça zararlıdır. Bunların vücuda olan etkileri büyük oranda öngörülemez olduğundan dolayı tedavi sırasında kesinlikle tüketilmemelidir.
Tüm bunların yerine sebze ve meyve ağırlıklı, organik besinler içeren bir diyet programı oluşturulmalıdır. Özellikle bitki çayı tüketimine özel önem verilmesi tavsiye edilir. Bu tip çaylar, uygulama ile başlayan yağ yakma sürecini hızlandırmaktadır.